Kendimizin kendi düşmanımız olduğunda hiç şüphem yok.
Çok yetenekli bir takımınız varsa en büyük düşmanınız kendinize olan aşırı güven veya vurdum duymazlıktır. Çevreye meydan okumanın yollarını bulmalısınız.
Üç şampiyonluğu kazandıktan sonra Michael Jordan rehavete kapılmak yerine kendine meydan okuyacağı hedefler yaratmakta başarılı oldu.
CHİCAGO TRIBUNE, 25 EYLÜL, 1996
“Belirli maçlarda mağlup olmamız için birçok olayın bir arada gelişmesi gerekir.
Michael o maçta çok kötü oynamalı, Scottie’nin de çokçok kötü oynaması gerekir.
Dennis Rodman oyundan atılmalıdır. Ama, tahmin edersiniz ki bütün bu olaylar hiçbir zaman aynı maçta gerçekleşmez.”
CHICAGO TRIBUNE,12 MART 1997
“Gerçekten ne kadar şanslı olduğumun farkındaydım.
Gerçek olduğuna inanmak için sık sık kendimi çimdikliyordum. Her antrenörün başına böyle bir şans sık sık gelmeyeceğini de biliyorum. Bundan da keyf aldığımı itiraf etmeliyim.”
WNG-TV, 11 ŞUBAT ,1977
“Phil Jackson’un yönettiği en iyi takımın hangisi olduğu sorusuna verdiği cevap:
Çalıştırdığım takımlar arasında bir kıyaslama yapmam çok zor. O takım veya bu takım daha iyi idi demek imkansız. Şu an çalıştırmakta olduğum Chicago Bulls takımının en iyisi olduğunu söylemem en doğrusu olur.
Çünkü şu an sahada olanlar onlar. Ayrıca ligte en iyi basketbol oynayan ve başarılı olanlar yine onlar. Daha başka ne diyebilirim ki.”
CHICAGO TRIBUNE, 17 NİSAN ,1996
“Yaşanan olaylardan zevk ve ders alabilmek benim en büyük özelliğimdir.
Diğer bir özelliğim ise geçmişte yaşadıklarımı hatırlamaktır. Gerçekte başarılı oldum, ancak bu başarıyı başarısızlık takip edebilir Bu her insanın başına doğal olarak gelebilir. Başarısızlık duygusu bizi her zaman takip eder.
Antrenörlük yaşantımda çok şanslı olmamın nedeni yalnız başarının her türünü yaşamakla kalmayıp, bir sonra ki adımda başıma gelebilecek başarısızlığın beni artık hiç endişelendirmiyor olmasıdır. Bu yönüm ile hayatımın bir denge içinde olduğun inanıyorum.”
INC. ONLINE, 13 HAZİRAN, 1996
DENNİS RODMAN
“Phil Jackson Dennis Rodman’a takımda her zaman yer vermeye hazırdı.Yeter ki tek başına oynamaktan vazgeçip takım oyuncusu gibi davransın.”
CHICAGO BULLS GUARDI STEVE KERR’İN 1996 YILINDA SPORTS ILLUSTRATED DERGİSİNE VERDİĞİ DEMEÇ.
DENNIS RODMAN SAHNEDE
Dikkatiniz dağılmasın. İki renkli saçları ,bütün vücudu dövme ile kaplanmış, saha da başını her an belaya sokacak basketbolcusu ama sahaların en iyi rebound alan oyuncusu ve sahaların kötü çocuğuna kim coachluk yapmak ister? Kendisinin de isyankar yapısı ve herkesle iletişim kurma yeteneğine sahip olan Phil Jackson herkesin unutmaya çalıştığı Rodmn’a bir şans vermeye hazırdı.
“Her maçta kahramanca savaşacak, Michael Jordan ve Scottie Pippen ve ilk beşteki diğer oyunculara destek olacak beşinci bir oyuncuya ihtiyacımız vardı. Rodman ilk beşi tamamlayacak tek oyuncu idi.”
BECKETT PROFILES, 1996
DENNIS RODMAN
Dennis Rodman basketbolun nasıl oynanacağını çok iyi biliyordu. Oyunu bütün duygularını ortaya koyarak oynuyordu ve üstün doğal yeteneklere sahipti. Oyuna müthiş hareketlilik getiriyordu. Bu hareketlilik takımın çok hoşuna gidiyor, onları coşturuyordu.
Sahanın her noktasında kendini yerden yere atıyor ve maçın havasını değiştirerek zevkli bir hale getiriyordu.
CHICAGO TRIBUNE, 14 EKİM, 1995
Dennis Rodman maçlarda o kadar hırslıdır ki
bazen kendi takım arkadaşlarının ellerindeki topu almak için bütün gücü ile mücadele eder.
Bu onun oyuna bütün benliği ile ne kadar bağlandığının göstergesidir. Spor hayatımda rebound almak ve ölü topları kazanmak için bu kadar arzulu hiçbir oyuncu görmedim.”
CHICAGO TRIBUNE,29 ŞUBAT 1996
“Dindar bir ortamda yetiştim.
Ailem dindardı ve Montana’da büyüdüm. Montana taşra eyaleti idi. Ancak, çocukluğumda çok değişik ve inanılmaz bir yaşantım geçti. Bu da büyüdüğüm ortamda çok esnek düşünme imkanı yakalamamı sağladı.
Hep açık görüşlü oldum ve mümkün olduğu kadar temiz kalpli bir insan olarak yaşamaya çalıştım. Antrenörlük yaşantımda da yararlandığım bir çok özelliği ailem bana kazandırdı. İNSANLARI ANLAMAK VE NEREDEN GELDİKLERİNİ SEZMEK babamın bana öğrettiği ve basketbol antrenörlüğümde başarılı olmamı sağlayan en önemli özelliğim idi.
THE SPORTING NEWS, 16 EKİM,1995